Fakat senin anlamaya ne takatin kalmıştı ne de beni anlamak için ufacık bir umudun.Bulutlara bakarken her akşam sen kendini avuttun ben beni unuttum.Sonrada yalan söylemeye başladık birbirimize yavaş yavaş sinsice zehirledik aramızda ki sevgi bağlarını.Yırtılmaya başlayınca ufaktan anlar gibi olup anlayamadık ayrılığın soğuk rüzgarının ensemizdeki raksını ve umursamazca devam ettik birbirimizin başının etine yemeye.
Aniden bir ürpertiyle beraber aynı evde aynı yatakta ve birbirimizden çok uzak olduğumuzu anladık.Baka kaldık birbirimizin gözlerine anlamlı , manidar ama bomboş...hiç susmadan sabaha kadar uzattığımız geceler vardı ya hani onlarında ömrünü tüketmiştik sanki.O zamanlarında zamanı dolmuş ve ölmeye yüz tutmuştu ne sen anladın ne de ben bunu.
Bırak artık uçarı hayaller kurmayı ben senin aradığın beyaz ferrarili bilge değilim ben sadece kendi halinde basit bir adamım.Hani senin her zaman istediğin vardı ya güya onu hatalarıyla zayıflıklarıyla sevecektin işte o adam var burada.Sen git kafanı yorma fazla illa ki bulacaksın senide aldatmayı becerebilecek bir adam illa ki sen de bulacaksın katre katre seni boğacak bir adam o zamana kadar elveda masum yüzlü kirli kalpli efsane güzeli...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder