maskeli allâme

maskeli allâme

4 Mart 2011 Cuma

Bir Adamın Öyküsü 4

Yine o adamlardan biri vardı hayal penceremde.Hayatın uç noktalarını arşınlardı gizlice ve ürperdi dolu bakışlar üzerindeyken yürürdü incecik iplerin üzerinde.Sınırlara basardı parmak uçlarıyla sessizce , kimse onun olduğu gibi olmazdı çoğu zaman ,kimse onun yaptıkları cesaret bile edemezdi.Ne kadar gariplik ne kadar uçarılık varsa hepsi onun hükmündeki kuklalar gibiydi.Hususi garipsenmek isterdi bazen...

O adam hayatına hükmederdi.Çoğu insanın becerip eline alamadığı kaderiplerini o çok kez sarıp sarmalamış ,karıştırıp çözmüştü.Dedim ya hayatın uçlarında yaşayan adamdı o.Kahramanlık çoğu kez sonunu düşünmemek olsa bile o düşürdü sık sık kahramanlığına gelince kimsenin cesaret edemediği yapması kahramanlık değilmiydi.Hangimiz onun yaptığını yapabildik, hangimiz kendimizi kendi gözümüzle başkasını eleştirir gibi eleştirebildik, hangimiz hayat tecrübemiz olmadan ucunda ölüm olan yollara girdik , hangimiz masumane sevebildik yahut hangimiz darağacına gelince halka bakıp gülümsedik, hiçbirimizin yapamadığını ona yaptırdık gücümüz yetmediği yerlerde ona yükledik hayatın sille tokat ağırlıklarını.Cefayı o, sefayı hep biz sürmek istedik.O isyan etmedi hiçbir zaman sınır uçlarına basa basa lakayit gülüşüyle geçti arşınlayarak dikenli ,engelli yolları.Biz ise kukla gösterisini izleyen insanlar gibi edilgenleştik gitgide daha da fazlaedilgenleştik sonunda ise edilgen yaşam formları olduk çıktık.

Bu yüzden hep ortalama düzeyde yaşayan insanlar olduk ağlayamadık,ağlamak istediğimizde erkek adam ağlar mı dediler içimize attık.Kahkahalar atarak gülemedik hiçbir zaman.O ise yeri gelince bir sokak ortasında yalnız başına ağladı, yeri geldiğindeyse herkes ona deliymiş gibi bakarken kahkahalarla güldü ve aldırmadı bizim gibi edilgen yaşam formlarına.Hayatımızı filozoflara , ailemize yahut çevremizdekilere onaylatırken, o kafasına göre takıldı.Reddetti değer formlarını kendi benliğine hitap etmeyen aristokrat cümlelerin hepsini silip çöpe attı kullanılmış tuvalet kağıdı gibi.Mertçe sevdi sevdiğinin arkasında durdu her ne kadar sevdiği dahi ona sırt çevirdiyse de.Peki ne oldu o adama neden artık aramızda değil diye sorduğumuzda aslında cevapta yukarıdaki yazılanların içerisinde.Dedim ya biz edilgen yaşam formlarıyız ya o adam bizim gibi olacaktı ya da dünya denen fahişenin odasından ebediyen çıkacaktı.O bizim yaptığımız gibi ucubeleşmedi.Haysiyetini ,şerefini ve insanlığını alıp hayat fahişesinin odasını terketti gitti.

Ne demişti en son sözleri hala aklımda.''TEK GÖZLÜLER DİYARINDA İKİ GÖZLÜLER DAİMA UCUBEDİR.''O da ucubeliği içine sindiremediği edilgenliği kabul edemediği için terk etti gitti bizi, son anlarında gördüm en son onu hayat yarıcı kalemini kırdı,kader savcısı defterini dürdü ve darağacına kadar götürdü onu tek gözlü olanlar,edilgenler izledi ilmiğin boynuna geçirilişini ve kahpelik,cehalet,sevgisizlik son tekmeyi vurdu altındaki çelimsiz sandalyeye ve can çekişmeden halka gülümseyerek göçtü bu fahişe dünyadan.Şimdilerde onu görüyorum sürekli her ağladığımda her kahkaha attığımda yan tarafımda ki bankta oturuyor hep ve beni beklediğini söylüyor, edilgenleşen dünyaya ya ayak uyduracaksın yada yanıma gelip mutlu olacaksın diyor.Benimse cesaretim dahi yok...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder