Bir dünya düşünün kapkara bir gökyüzü ile ağır bir sisin kapladığı çorak, ağaçsız ,sefil araziler var.İnsanlık tamamen makineleşmiş herkesin belli yerlerinde chipler var.Yeryüzünde görebileceğiz binalar harici iki yapı var;diktatörlerin metal heykelleriyle duman kusan canavarlar misali fabrikalar.Hani hayallerimiz vardı ya küçük bahçeli evler deniz manzaralı yalılar falan hiçbiri yok daha doğrusu bahçe ve deniz kavramı ortadan kalkmış tek düze hayatların eşliğinde tek düze makineler etrafı çepeçevre sarmış.Fakat bu olay ve olguların arasında insan niteliği taşıyan bir kaç canlı kalmış, onlarda yok hiper optik mutluluk makinesi yok siber optik sevgi makinesi yahut süper optik insanlık makinesi gibi makinelere yoğunlaşmış.İnsanlıkları elinden alınan canlılar bu makinelerden medet ummakta bu makinelere belli duygularını verip mutluluk veya sevgiden birazcık almaktalar.Acı çok acı ama geleceğimiz böyle galiba.Düşünsenize ömrünüz karşılığında bir günlük insanlık aldığınızı yahut makinenin arıza yapıp mutluluk yerine mutsuzluk aşılaması karşılığında verdikleriniz de doğru gümbürtüye , tıpkı atmlerin kartları yutması gibi ee ne bekliyordunuz ki onlarda makine.Bu kadarla da kalsa iyi ya o büyük diktalar yüzlerini dahi göremiyorsun ölene kadar hakimiyet alanındalar.Canlılar üzerinde deneyler çözülemeyen dünya sorunlarına milyarlaca lira masraflar hepsi karmaşa içinde kim bilir belki 100 yıl belki 1000 yıl içinde olacak olaylar bunlar.Şimdi eğer buraya kadar okuduysanız dönüp soracaksınız bana ne saçmalıyorsun iki saattir diye diyene söyle bir cevabım olacak ya dediğim gibi olursa.
SAYGILAR...
blogunuzu ana sayfamizdan izlemeye aldım..Aramıza hoşgeldiniz
YanıtlaSilhoş gördük çok teşekkür ederim
YanıtlaSil