İkinci bahar dediysem sakın bunu orta yaş gurubunun yaşlanmaya yüz tutuğu zaman ki yahut boşanan bir şahsın ikinci evliliğini yapmadan önceki lirik,romantik ve saçma salak aşk hikayesini zannetmeyin zannettiyseniz de bu kanıdan vazgeçin çünkü alakası dahi yoktur.İkinci kısım ikinci bahar ilk nefret edişten sonraki yarı sevecen yarı babacan yarı enayilik dönemidir.Bu dönemden hayatı keşfetmiş ve artık bilginlik statüsüne erişmiş zanneder kişi kendini fakat yanılgıya düştüğünü anlayamaz.Anlayamamasının sebebi de şüphesizdir ki hayat denen zalim öğretmenin veremi gösterip sıtmaya kişiyi razı etmesidir.Yani insan kendini ufak şeylerle mutlu etmeye çalışır.Tabi ki etmesin demiyorum fakat kendini mutlu ederken kandırmasın ufacık umutlara sarılıp da yapabileceklerini uçurumdan aşağıya atmasın.Mücadele etmeden münakaşaya girmeden elde ettiği fırsatları fırsat bilir kendi kabuğuna çekilmesin çünkü bu hayatın bize oynadığı en saçma sapan oyunlardan biridir ve bu kadar saçma olmasına rağmen kandığımız bir oyundur.
İnsan öncelikle hedeflerini koymalı sonrasında hayatın taşlı yollarında ki engelleri bir bir , atlamadan ,zıplamadan ,sıçramadan geçmeli ve bu engellerin ona kattığı tecrübe,yaşanmışlık ve ezalarla kendine bir yol çizmeli ve demoklesin kılıcının daima ensesinde olduğunu unutmamalıdır.Hele bugün gördüğüm insanlar gibi sezeryan misali tebessümlerini aldırıp katil olmamalıdırlar.Hedefler tabiidir fakat tebessümler insanlara lütfedilen bir şey değil onların hakettiği bir davranış biçimidir.Hayaller, planlar gerçekleşmelidir fakat tebessüm olmadan gerçekleşecekse hiç yapılmamaları gerekir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder