İzlediğim bir film yahut içtiğim bir sigaraydı, manzaraya karşı ağır depresif bir tavır takındığım andı belki içinde bulunduğum duruma ithafen;
Yaptıklarımın anlamsız olduğunu düşünmeye başladığım anların kimbilir kaçıncı senesindeyim bilmiyorum.Geldiği gibi yaşamayı umduğum zamanlarınsa artık elimden yavaş ama büyük büyük kaçtığını hissettiğim anların son demlerindeyim.Her kadınla yatmak yahut gördüğüm her kadehi devirmek gibi kimine saçma gelen kimininse hayatının anlamı olan anları doğru dürüst yaşayamamanın verdiği eziklik var belki içimde.Yutkundukça bozaıma daha da takılan bir lokma gibi rahatsız etmeye başladı artık ve bu satırları buraya dökmeme sebeb oldu.Kim olduğumu ve neden yaşadığımı artık merak etmiyorum etmemede gerek olmadığını düşünüyorum.Belli amaçlar, belli planlar ve belli monotonlukların arasına sıkışıp kalmışız.Güya yeni nesil biziz eğer ki bu neslin içinde benim gibi düşünenler çoğunlukta ise biyere varmaya başlamışız demektir fakat hiç sanmıyorum.
Hepimiz karanlığa yüz tuttuk ve aydınlıktan kaçtık.Normal insanlar güneşi severken biz sisin kokuşmuş koltuk altlarına kaçtık.Herkes maskesini boyarken biz maskelerimizi kırdık.Onlar acınası haldeki insan nüsvetteleri onlar aşkı ve parayı güç zanneden salaklar ve onlar hala kendilerinin yaşadığına inanalar.Hepiniz yaşamak nedir onu dahi bilmiyorsunuz ya da ben delinin tekiyim sizofren fikirlerimle saçmalıyorum ne derseniz deyin bence biz yaşamayı bilmiyoruz ve bunun için sahte cennetlere daima tutkunuz...
“hepimiz bir bataklıkta yaşıyoruz, ama bazılarımız yıldızlara bakıyor.” - oscar wilde
YanıtlaSil