Soğuk bir ilkbahar sabahıydı, güneşin yorgun ışıklarının kasvetli penceremden içeriye süzüldüğü vakit.Yüzüme hunharca çarpıyordu.Soğuk havanın burnuma yaslandığı o anda hissediyordun yaşadığımı.Evet bir gün daha başlıyordu, bir gün daha kanım damarlarımdan soğumamak için direniyordu.Uzak geçmişim ile yakın geleceğim arzusema gibiydi sanki.Doğrulurken yatağımda gözlerim kısık bedenim ıssız ve yatağım soğuktu.Sanki bir gece boyunca boşboş kalmış gibi...Başıma hükmedemiyordum kaskatı kesilmiş boynumdan aşağıya sarkıyordu sürekli, akşam yanlızlığıma eşlik eden bir kaç kadeh rakının etkisiydi bu kesinlikle.Artık her günüm ile akşamı birdi farketmiyordu zaman benim için korkak , sevgisiz ve bir o kadarda hırçındı bedenim.Sorgusuz sualsiz her gece beni içine alan evim bile huzursuzdu.Bir günün daha bedenimde kanıksanmayacağını sanki biliyor gibiydi.
Nefretimle kalktım ayağa ve attım kendimi sokakların fahişe kaynayan ıssız taraflarına.Yankesiciler, evsizler ve fahişeler her taraftaydı.Sokak başındaki torbacıda yerindeydi yani her şey olması gerektiği gibi ve herkes görevinin başında.Ben ise bugun farklıydım.İlk defa yankesicilere laf atmaktan korktum ve ilk defa fahişeleri tatmin edemeyeceğimi anladım, ilk defa gece için bir iki doz kokain almadım torbacıdan.Masumane kötülüğün koynuna girmedim.Sahte cennetin kapılarını aralamadım bu kez.Sadece uzaklaşmak istiyordum bu sefil hayatımdan ve etrafta ki sefil hayatlardan.Zavallı küçük ahmak olarak yaşamak istiyordum.Sorgusuz sualsiz nefretsiz ve hayat kavgasından uzak.
Olmayacağını bildiğim hayllerimden bu kez kurmadım.Kendimi boş düşüncelerden arındırıp suçlarımı günahlarımla saflaştırdım ve tüm hakikatlerin ışığını kendime kılavuz seçme gafletine düşmedim bu kez çünkü biliyordum ben o ışığın kurtarabileceği zavallı küçük ahmaklardan değildim.Kendi rollerim vardı ve bu rolleri uygulamalıydım.Her şeyin nihayetinde ben bu zaman çarkındaki ufak bir kuklaydım.
Her zamankinden daha gür bir sesle küfrettim yankesicilere ve her zamankinden daha fazla azgınlıkla becerdim fahişeleri ve en son torbacının yanına gidip kokainimi aldım önceki seferlerden daha fazlasıyla ve bu günkü rollerimden arınıp beni içine almayacağını düşündüğüm evimin kapısını zorladım ve en kuytu köşesine gidip zulamdaki kokaini ısıttım şiringanın paslı iğnesini damarıma saplarken gözlerim kaydığını hissettim ve en son uykuma son kez dalarken evimin yosun tutmaya başlamış duvarlarına baktım ağlamaya başladılar benim gibi sefil bir adamın peşinden ağlamaya başladılar.Süphem yoktu çünkü beni sadece onlar anladılar ve çelimsiz ruhumun ardından sadece onlar ağlayacaklar...
ve bir adamın hikayesi ile burda sonlamacaklar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder