maskeli allâme

maskeli allâme

17 Aralık 2016 Cumartesi

Bir kar günü

Bir parça kar yağıyor şehrime, içime, yüreğime. Huzur bahşedilmiş bütün ülkelerime. Sakin ve aheste yağar kar, yeryüzü elemli bir havaya büründürür . Dal susar sonra yaprak çoktan dökülmüştür lahzalar arasında bir zaman dilimi vardır ki kar musikiye dönüşür. Tüm uzuvlarını kapatırsın o an ve duyulur uzaklardan masun bir dokunuşun damakta bıraktığı haz, musikiye dönüşür. Bu şehirde kalmaz hiçbir zaman etraf kar altında, bir bozkırdan uzaktır toprak her gün yüzünde hep açıktır etraf duygular perişan olsa bile görülür düş kırıkları bedeninizin açık yaraları üzerinde. Hey eski devrimci türkülerinde ki tuzsuz ay çekirdeği ve Bafra sigarası ne de hoş olurdu kar altı bir komşu kızı evinin önünde. Oysa hiç yaşanmayacak aşklara gebeydi o türküler biz dinler ve hayal ederdik devriminiz gibi o da hayali öteye geçemezdi .
Şimdi kar yağmakta içime, yüreğime, şehrine... Tüm şehir planı kar altında kalmalı bu gece. Belki o vakit huzur bulunacak gözlerinizde yahut bağını koparmış kuduz bir köpek gibi sağa sola saldıracak haykırışlarımız. Sakin kalabilen her gecenin sonunda beyazlık korkutacak bizi. 
Kirlidir ruhunuz arıtamaz yağan kar bizi. Hem sonra kim devrim türkülerini anacak, kim eski sevdalarının yanında bir ufak açacak. Temizlense ruhumuz hangimiz suçlu kalacak. Yok bayım böyle iyi dokunmasın kimse kutsal sayılmış yürek yaralarınıza, iyileşmez hem bilirsin boşa ilaç sarfetmeyelim. Belki bu coğrafyanın farklı bir yerleşkesinde o ilaca ihtiyacı olan olur, belki o iyileşir huzur etrafa dağılır. Tüm insanlık payını alır bizede bir parça kalır.
Kalmazsa da ziyanı yok bilirsin, aza kanaat etmek evvelinden bize öğretilmiştir. Şimdi bırakalım gönül yorgunluğunu seyredelim bir kar gününü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder