maskeli allâme

maskeli allâme

24 Haziran 2011 Cuma


kadehler parçaladım
yokluğunun sebebine nice kalemler kırdım
yıkılmış adamların yıkımlarıyla savaştım
yine senin gözlerin vardı
hırpalanmış binaların gölgesindeydim
vakit elimden kum gibi akardı
sen yokluğun prangalarını eskitirken
ben boşlukların zindanında yalpalandım
gardiyanım oldu yıkılmış adamlar
dert ortağı bildiler meyhaneler
uçarı bir yaşantının son vakti
ölümler bile anlayamazdı beni
sen
küçük dünyamın gaddar celladı
sağır, kör, dilsiz değilsin
bilirsin
çok eski zamanlarda bile
ölümler anlamazdı benim gibileri
sen sontrenini beklerken
mendil sallamaya gelmezdi melekler
ben
küçük dünyamı yıktım
ölümleri yıprattım
sana koştum yıllarca
sen hep uzaklardaydın

kaç takvim eskittim senden sonra
biliyorum yine eskiteceğim
takvimler ah hunharca bitecekler
sen gelince
günlerden son pazartesi
ayın otuzu olacak
hangi ay diye sorarlarsa
şubat diyeceğim
ve sen geleceksin...

14 Haziran 2011 Salı

Yeryüzünden Notlar 5

Bir kez daha anlamıştık kalpten sorunlu olduğumuza.Bir dünya antibiyotik kullandık fakat nafile çözümü yok bu kalp sorununun.Hepimiz ömrün bir parçasında bu hastalığa yakalandık, çözümü yok dediler inanmadık ve çözüm aramaya uğraştık.Kimisi bir şişede aradı çözümü kimisi başka bedenlerde.Kimi adamlarsa gurur denen canavarı hiçe saydı ama nafileydi yine sonuçsuz olan sonuca gitmek mümkün değildi.Çoğumuz vazgeçmeye çalıştı ve bir kısmı başardıda demekki fazla ilerlememişti hastalıkları dedik.Biz, biz dediğim arda kalan zatı muhterem şahsiyetler hastalığın ilerki safhası ise yılmadan uğraşmaya devam etti hepsi prof oldu tabiri caizse bu meşgalede ama çözüm yok dedik.Bazı kısmımız çözüm buldum dedi avuntu kendini.Peki bu kadar emek sarfettik bu kadar yol geldikde ne geçti elimize... Kırık bir kalp ile anılar kaldı cebimizde ve biz ağlamayı seçtik çok ufak bir insan topluluğu olarak, sadık kaldık hastalığımıza.Boşu boşuna bir ömür tükettik bazılarımız hala tüketiyor ve biliyoruz ki hiç bir şey geçmeyecek elimize.Eee alışmışız bir kere boşa kürek çekmeye bir umudun uğruna, abanıyoruz yine her zaman ki gibi küreklere aşk denen hastalık uçsuz bucaksız bir alarga iken bir küçük kayığımızla sona ulaşmayı düşünüyoruz bir ömür değil ömürler yetmez biliyoruz ama dedim ya umut işte küreklere asılıp duruyoruz.

8 Haziran 2011 Çarşamba

Kızgın Damda Ki Patileri Yanan Kedi

Kızgın damdaki kedi tarafından mimlenmek güzel olduğu kadar yorucuda neden yorucu diye sorarsanız şöyle demek gelir içimden: "Aga yalan hakkında yazdığımız yazının yalan olma ihtimali fevkaledenin fevkinde." Neyse konuyu fazla dağıtmanın yalan denilen nükleer başlıklı füze hakkındaki ulvi ve de cılız düşüncemi meydana sermek istiyorum. Öyle ki YALAN hayatımızın her köşesini sarıp sarmalamış içten içe bizi tüketirken büyüten bir nesne haline gelmiş ve sadece ruh üflenmeyi bekleyen bir canlı olmuştur. Şahsen hayatımın her köşesinde kendine yer verdiğim bu zat-ı muhterem çoğu kez tabiri caizse kıçımı kurtarmış ve bir o kadar da başımı yakmıştır. Hayatta en çok ailevi bab da fikrini aldığımız bu zat-ı muhterem yeri geldiğinde ödüllendirilmeme yeri geldiğinde de annemim fifa kurallarına aykırı terlik atışlarıyla son bulmuştur. Şöyle bir soru gelirse ki gelecektir (umarım) pişmanmısın; zinhâr yine aynı durumda olsan yine yalan söylerim. Yalancı bir insan değilim sadece insani özelliklerimin bitim noktasının bir kademe altına kadar yalan söylerim ki bu da beni doğru insan yapar marjinalleşen kahpe dünyada. Bu saatten sonra da ateşten tanrıça gelse değiştiremez bu özelliğimizi. Yalan biz dünyada yokken de vardı bizden sonra da olacak eeee o zaman ayak uydurmak lazım gelir, bende öyle yapıyorum yalanın kullanın dozunu aşmadan endikasyonlarına dikkat ederek hayat reçetemizde yazdığı kadar kullanıyorum.

Gel gelelim kızgın damda patileri yanan kediye yalan hakkında ki gayet hoş yorumuna bizim yazdığımız destekleyici kelime nacizane kalır umarım kalıbına uydurmuşumdur, uyduramadıysak da heralde canın sağolsun der bize en azından yalancıktan. Bu cık eki de moda oldu gemicik, kasetcik derken hadi hayırlısı.

Son olarak Yalan dünya, Herşey bomboş, Hancı sarhoş, Yolcu sarhoş...